Tercih ettiğim buzlu kahve için sızlandığımda başladı (şu anda evde yaptığımız soğuk demleme). Tadı o kadar güzel ki sade içmeye meyilliyim. (Ben, kremamla biraz kahve tercih eden kadın.)
“Amımı em, sana buzlu kahve yapayım.”
Hepiniz, mutfakta dizlerimin üzerine düşmek üzereydim. Amımda keskin bir sıcaklık nabız gibi atıyordu. Dizlerim titriyordu. Neredeyse başarıyordum. Muhteşem ve lezzetli olurdu. Bundan hiç şüphem yok.
Sesi derin ve doğrudandı. Etrafımızdaki havada baskın bir enerji nabız gibi atıyordu. Kemer tokasına bakıp dizlerimden kıyafetlerini nasıl hızla çıkaracağımı hâlâ biliyor muyum diye merak ettim. Sesi ve sözlerinin birleşimi beni neredeyse doğrudan onun önündeki yere yatırdı.
Bunun yerine, her zamanki gibi pragmatik ve pratik bir şekilde cevap verdim, “Her zaman senin pipini emmekten mutluluk duyarım, Baba. Ama bu son partiyi bitirene kadar buzlu kahve yapamayız.”
Bu yüzden en sevdiğim buzlu kahveyi içmedim veya John Brownstone’un penisini emmedim.
Kaçan fırsat mı? Hiç şüphe yok. Bana daha sonra (muhtemelen penisi boğazımdayken) hatırlatacağı bir şey mi? Kesinlikle. Pazartesi Mastürbasyonuna hoş geldiniz! Neredeyse hiçbir şey yazmayacaktım ama mutfaktaki o küçük an, sonsuza dek saklamak için kaydedilmeyecek kadar mükemmeldi. Gerçek müstehcenlik için nereye gideceğinizi biliyorsunuz…